Posts

Dionysos ve Ambrosia

Image
Ambrosia ve Kral Likurgus Yukarıda gördüğünüz mozaik; mitolojiden Ambrosia ve Kral Likurgus u betimleyen, ilk gördüğüm andan itibaren beni büyüledi. Bu mozaik -1960lı yıllarda sanırım- Delos Adası nda bulunmuş, mozaik Dionysos kültü takipçisi bir kadın ve bu kültü yasaklayan kral arasındaki çatışmayı konu alıyor. Kral bu kadını öldürüyor, ama bu kadının bir asma yaprağına dönüştüğüne inanılıyor.   Dionysos konusunun açıkçası bu kadar geniş bir kapsamı olduğunu, olabileceğini bu işe başlarken düşünmemiştim. Nietzsche nin sonuçta müzik kuramı hakkında yazdığı bir kitapta geçen bu eski antik Tanrı hakkında herkesin bildiğinden daha fazlasını bilmiyordum en başında.  Nietzsche kitabında Dionysos ve Apollo yu karşı, karşıya getiriyor, ki ben böyle bir zıtlık olduğunu düşünmüyorum, insan aklının veya imgeleme gücünün zıtlık olarak algıladıklarında her zaman bir zıtlık yoktur çünkü. Sonuçta Venüs te en başında iki farklı yıldız olarak algılanmıştı. Ama konumuz şimdi bu değil.  Ambrosia Dionys

Datçalı bir meslektaş! :-)

 Datçalı bir filozof da diyebilirdim, ama meslektaş demeyi tercih ettim. Evet, yıldızlara 💫 kafayı taktım son zamanlarda. Ama yıldızları bu kadar popüler yapanlar kimdi tarih boyunca?  Yıldızlar ile uğraşmak aslında en başında herkesin harcı değildi sanırım. Genellikle yönetimin etrafındaki insanlar bu işle uğraşıyorlardı. MÖ 3000 yılından itibaren Sümerce yazılmış levhalara rastlıyoruz yıldızlar hakkında bize bilgi veren. Babil in bu işte usta olduğunu biliyoruz. İşte Babil den bir kitabı antik grekçeye çevirmiş olan filozof Eudoxus (MÖ 4.yüzyıl da yaşamış) tan bu gün bahsetmek istiyorum. Eudoxus, günümüz  Türkiye 'sinin güneybatı kıyısında antik bir şehir olan  Cnidus 'ta (bazen  Knidos  olarak da söylenir) doğdu ve öldü. (Datça ya yakın bir yer günümüzde)  Eudoxus'un doğum ve ölüm yılları tam olarak bilinmemektedir, ancak aralık yaklaşık  y.  408  – y.  MÖ 355 , [1] [2] veya  y.  390  – y.  MÖ 337  olabilir. Adı Eudoxus "onurlu [honored]" veya "iyi şöhret

El Rişa Yıldızları

Image
Alrischa  (arapça   الرِشا   ar-Rischā  ‚ip, kordon‘), Balıklar Burç undaki en parlak olması gereken ama en parlak 3. yıldız. olan  α Piscium  (Alfa Pisciıum) olarak da bilinir. Alfa Piscium,  Balıklar🎏✨ (gökyüzünde bir burçtur)  takımyıldızında bulunan bir ikili yıldız sistemidir. Baş yıldızın parlaklığı +4,33 mag ve A0pSiSr spektral tipine sahiptir, oysa ki eş yıldızın parlaklığı +5,23 mag ve A3m spektral sınıfına aittir. Yaklaşık 150 ışık yılı uzaklıktadır. Alfa Piscium (α Psc), Bayer Tasnifi'nde Pisces takımyıldızında bulunan bir ikili yıldız sistemidir. Yıldız sistemlerinin en parlak üçüncü yıldızı olmasına rağmen Alrescha olarak adlandırılmıştır. (Normalde  'alfa'  en parlak yıldıza verilen grek alfabesinin ilk harfi)  22 Nisan'dan itibaren yılın yarısı boyunca, yıldız Güneş'in üstünde veya altında konjeksiyonda olacaktır - yıldızın deklinasyonu (sağdaki tabloda belirtilen açı) tarafından belirlenen açıda. Yakın günler ve aylar, yıldızın doğuş zamanının çoğun

Istanbul un surları...Teodosyüs 10 Nisan 401

Image
  II. Theodosius  veya  Teodosyüs  ( Latince :  Flavius Theodosius , 10 Nisan 401 – 28 Temmuz 450) 408 – 450 yılları arasında  Doğu Roma 'nın imparatoruydu. Daha ziyade hükümdarlığı sırasında  Konstantinopolis 'te yaptırdığı 6 kilometre uzunluğundaki Theodosius surları ile yine kendi adını taşıyan Theodosius kanunları ( Codex Theodosianus ) ile tanınır. Döneminin bir diğer önemli olayı da 431 yılında topladığı  İkinci Efes Konsili  idi. Ayrıca Konstantinopolis'te bir üniversite kurmuştur. İmparatorluğu döneminde en önemli eserlerden biri de 2.  Ayasofya  yapımı sayılabilir .   II. Theodosius  (hükümdarlık süresi 408-450) zamanında İstanbul surları  Sarayburnu 'ndan  Haliç  kıyısı boyunca  Ayvansaray 'a bu taraftan ve  Marmara  kıyısı boyunca  Yedikule 'ye, Yedikule'den  Topkapı 'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.

MÖ 1400 yılından bir Miken gemi kalıntısı

Image
  Uluburun Batığı: Antik Döneme Yolculuk Türkiye'nin güneybatısında bulunan Kaş yakınlarında, Ege Denizi'nin sularında, arkeoloji dünyasının en önemli keşiflerinden biri gerçekleşti: Uluburun Batığı. Bu muazzam keşif, insanlık tarihine ışık tutan bir dizi tarihi hazinenin ortaya çıkmasına yol açtı. İşte Uluburun Batığı hakkında bilmeniz gerekenler: 1. Batığın Keşfi: Uluburun Batığı, 1982 Mehmet Çakır adında Bodrum, Yalıkavak tan bir dalıcı tarafından yılında keşfedildi.  Batık, 14. yüzyıla tarihlenen bir Miken gemisine aitti ve Türkiye'nin güneyindeki Uluburun açıklarında, yaklaşık 44 metre derinlikte bulundu . 2. Tarihi Önemi: Uluburun Batığı, arkeologlar için bir hazinedir çünkü gemi enkazında bulunanlar, Miken Uygarlığı'ndan döneme ait birçok önemli eser ve malzeme içeriyordu. Bu, Antik Yunan döneminin ticaret yolları ve deniz ticareti hakkında önemli bilgiler sağlamıştır. 3. Batıktan Çıkarılanlar: Batıktan çıkarılanlar arasında bronzdan yapılmış heykeller,

Rho Ophiuchi/ Yılancı nın yıldızı...

Image
Doğanın ve evrenin harikaları: Ophiuchus Rho: Bir Yıldızsal Mucizeyi Keşfetme ✨💫 Kozmosun devasa dokusunda, Ophiuchus Rho, göksel cisimlerin karmaşık dansının ve keşfedilmeyi bekleyen gizemlerin bir kanıtı olarak parlıyor. Gece gökyüzünün engin uzayında, yüzyıllardır astronomların ve gökyüzü izleyicilerinin hayal gücünü yakalayan bir görüntü var: Ophiuchus Rho. Ophiuchus takımyıldızı içinde yer alan bu yıldızsal olay, kozmosun karmaşık güzelliğini bize sunuyor. Ophiuchus Rho'nun gizemlerini çözmek ve büyüleyici hikayesine dalmak için bir yolculuğa çıkalım.   Bir takımyıldızının en parlak yıldızı o yıldız grubunun alfası oluyor, yani  'alfa....-i' şeklinde ifade ediliyor. Sonra beta geliyor, falan, filan, ama 'rho' Yunan Alfabesi nden bir harf yine, oldukça ileride bir yerlerde bildiğim kadarı ile.  'Ophiuchi'  'Yılan Taşıyan' manasında eskiden bu yıldıztakımına verilmiş bir isim... Meşhur Asklepios un da bu takımyıldızın da bir yeri olduğu düşü

Antonin Artaud 4 Mart 1948

Image
 'Antonin Artaud, 4 Eylül 1896'da Fransa'nın Marsilya şehrinde doğdu. ' diye yazıyor kaynaklarda, ama açıkçası ben İzmir de doğduğunu sanıyordum. Ama bir göç olayı var. Göç insanı ruhen yıpratan, hayatından nefret ettiren bir şey. Halbuki Modernite de göç bir özgürleşme hikayesi imiş gibi sunuluyor. Bu tabii ki sömürgeci hegemonyaların işine gelen bir göç tasviri...Gerçekte insanlar evlerinden, yurtlarından ediliyorlar ve yeni ganimetler ele geçirilirken, bazı istenmeyen unsurların, yani ellerinden vatanları alınan  insanların hegemonyalar kendi ülkelerinde tutmak zorunda kalıyorlar. Artaud Osmanlı nın çözülme zamanında Avrupa ya göç etmiş bir rum aslında.  Tiyatro, trajedi ile ilgileniyor. Arkaik bir figürün tekrar hayat bulup, dünyaya gelmesi gibi. Artaud'un " Tragedy and the Theatre" (Tiyatro ve Tragedya) adlı eseri, modern tiyatronun geleneksel kurallarını ve anlayışını sorgulayan bir manifestodur.  Artaud, tragedyanın insanın iç dünyasını ve ruhsal a